Sosyal Medya Hesapları




ULUSLARARASI SARAYBOSNA ÜNİVERSİTESİ'NİN 20. YIL KONFERANSLARI TERTİP EDİLDİ...
Uluslararası Sarayova Üniversitesi’nin 20. Yıl Konferanslarının ilkinde Bosna tarihinden bahsettikten sonra “Muvaffakiyetin Sırları" mevzulu konuşmamı gerçekleştirdim.
Prof. Dr. Veysel EROĞLU - 14 Aralık 2023

Çok muhterem mütevelli hey’et ve vakıf Başkanımız, Rektörümüz, Hocalarımız,
Değerli misafirler, hanımefendiler, beyefendiler,
Sevgili gençler hepinizi en kalbi duygularla selamlıyorum.
Burada okuyan bütün gençlere de üstün muvaffakiyetler diliyorum.
Hepinizi hürmetle muhabbetle selamlıyorum.
Ben, burada sizlerle buluşmanın mutluluğunu yaşadığımı ifade etmek istiyorum. Gerçekten benim Saraybosna’ya ve bilhassa bu üniversitemize ayrı bir gönül bağım vardır.
Kısaca yaptıklarından bahsettikten sonra Bosna Hersek tarihini kısaca hatırlatıp muvaffakiyetin sırların konusundaki konuşmama devam edeceğim.
Ayrıca bu üniversitenin kuruluşunda yaşanan süreci de anlatmak istiyorum.

Ben İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra aynı fakültede asistan, Doçent ve Profesör oldum. Profesör olduğum zaman çevre teknoloji anabilim dalı başkanlığını da yaptım. Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanınca beni İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’ne davet etti. Kısaca “İSKİ” diye meşhurdu. Tabii o tarihte İstanbul'da sular akmıyordu. İstanbul adeta kerbelaya dönmüştü. Ayrıca İdare iflas etmiş ve 1.5 milyar dolar borç batağına saplanmıştı. Atık sular da yollardan veya derelerden akıyordu.
Altın boynuz diye anılan Haliç adeta lağım çukuruna dönmüştü.
Ben vazifeye başladıktan sonra uzun vadeli bir master plan yaptım. Bilgi ve tecrübemiz ile 80 yıldır devam eden su kesintisini 8 ayda sona erdirdik. 7 baraj, dev isale hatları inşa ettik. Çok ileri su ve atıksu arıtma tesisleri kurduk. Bilahare Haliç’i kurtardık. Eski borçları da ödedik. Velhasıl İstanbul’a İSKİ olarak 600 tesis kazandırdık.
Bilahare Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Çevre ve Orman Bakanlığı ve Orman Su İşleri Bakanlığı yaptım. Bu arada 5 dönem milletvekili oldum.
Son dönemde mecliste:
TBMM İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu Başkanlığı ve
TBMM Kahramanmaraş Depremleri Araştırma Komisyonu Başkanlığını yaptım.

DSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI İLE ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI dönemlerinde (2003-2018) yılları arasında yapılanları özetlersem:
21 yıllık bu süre zarfında 9.276 tesis Aziz milletimizin hizmetine sunulmuştur.
716 baraj,
624 HES,
481 gölet ve bent,
1.633 sulama tesisi,
302 içmesuyu temini tesisi,
24 atıksu arıtma tesisi
5.395 taşkın koruma tesisi
253 toplulaştırma olmak üzere toplam
9.276 tesis ile;
Hidroelektrik enerji üretimimiz 26 milyar kWh’dan 108 milyar kWh’a yükseltilmiştir.
302 içmesuyu projesi ile 81 ilimizin içmesuyu mes’elesi kökünden çözülmüştür. Kıbrıs’a asrın proje ile Toros dağlarının menba suları iletilmiştir.
5,5 milyon hektar alanda 5,2 milyar fidan toprakla buluşturulmuştur.
Milli Park sayımız 33’den 45’e, Tabiat Parkı sayımız 16’dan 247’ye yükseltilmiştir.
Toplam 2.047 adet ileri teknoloji Meteorolojik Gözlem Sistemi kurulmuştur.
Bu arada
İLMİ ÇALIŞMALARI DA yürüttüm.
355 ’den fazla Yayın
25 Kitap
50 Makale
90 Tebliğ
Çok sayıda Mesleki Teknik Raporlarım vardır.
Aynı zamanda bir tarihçi olarak sizlere Bosna tarihi hakkında kısaca bilgi vermek isterim. Tarihini özetleyeyim.
Bosna toprakları X. yüzyılda “Bon” adı verilen prensliklerine bölünmüştü. Macarların Bosna topraklarının bir kısmını işgali ile Macar kralı oğlunu Bosna Dukası yapar. Osmanlılar, Bosna topraklarına geldiğinde bu bölge Macaristan hâkimiyeti altında bir krallıktı. Bosna’da Ortadoks Sırplar, Katolik Hristiyanlar ve Bogomil Mezhebi’ne bağlı topluluklar birlikte yaşamaktaydı. İlk Osmanlı akınlarında Bosna-Sırbistan Krallığı mevcuttu. I. Murad döneminde Sırplarla yapılan Kosova harbinde Osmanlı Zaferi neticesinde Osmanlı Hâkimiyeti başlar. 1392 Üsküp’ün Fethi ile burası Bosna’ya akınlar için üs vazifesi görür.
1400 senesinde Yıldırım Bayezid batıya seferinde bazı Bosna-Hersek beyleri, Osmanlı Devleti’ne bağlılığını bildirir. Bosna Kralı Stjepan Tomasevic, Sırp Prensesi ile evlenince Osmanlı’ya ödemesi gereken vergiyi Sırplara ve Papaya güvenerek ödemez. Bunun üzerine Fatih, 22 Mayıs 1463 tarihinde Bosna’yı fetheder.
Osmanlı’nın Bosna’ya getirdiği adalet ve dini serbestlik anlayışı Bosnalıların karşılaşmadığı derecedeydi. Bogomil mezhebine inananların adalet, dini hürriyet gibi anlayışları, İslam dininde de olduğundan İslam’ı kabullenirler. Müslüman olan Bosnalılar “Boşnak” olarak anılır.
XV. yüzyıl sonlarında Boşnakların İslamiyet’e geçişlerinde yoğunluk görülür. Osmanlılar, Boşnakları daima bağırlarına basmışlardı. Akka Zaferinin kahramanı Cezzar Ahmed Paşa, Damat İbrahim Paşa, Sokullu Mehmed Paşa, Koca Mustafa Paşa gibi mühim devlet adamları Boşnaktı.
1580 yılında Stratejik konumu dolayısıyla Bosna eyalet yapılır. Bosna Beylerbeyi olarak Ferhad Paşa tayin olunur. Hersek de “Hersek Sancağı” olarak Bosna eyaletine katılır.
Bosnada 415 yıl süren huzur ve adalet vardı. Ancak 1875 yılında Doğu Hersek’te başlayan isyan neticesinde batının müdahalesi ile 1878 Berlin Konferansı’nda Bosna-Hersek’in Yönetimi Avusturya-Macaristan’a verilerek bölgedeki Osmanlı hâkimiyeti son bulur. Boşnaklar bunu kabullenmeyip geçici bir milli hükümet kurup isyan ettilerse de bu isyan kırılır. Boşnakların büyük çoğunluğu Trakya, Selanik gibi yerlere göç eder.
1.Dünya harbi sonunda Avusturya Macaristan Devleti parçalanır. Yugoslavya devleti kurulur. 1986-1992 yılları arasında yaşayan iç savaş neticesi Yugoslavya dağılır.
Büyük Sırbistan Devleti’ni kurma hayalinde olan Miloseviç’in yaptığı mezalim Dünyadaki en kanlı soykırım olarak tarihe geçmiştir. 1992’de bağımsızlığını ilan eden Bosna-Hersek, ABD ve Batılı ülkeler tarafından tanındı. Ancak Sırplar saldırıya geçti. Sırplar, Srebrenitsa’da 1995 senesinde, Birleşmiş Milletler, Hollandalı komutanın yardımıyla 15 bin Boşnak’ı katletmişti.
Ancak bilge kral Aliya İzzetbegoviç’in başlattığı kahramanlık dünya tarihine bir destan olarak geçmiştir. Allah ondan ve mücadele arkadaşlarından razı olsun. Makamları cennet olsun.
Bilge kralın meşhur sözü:
Tarihi Allah yazar, biz sadece nerede duracağımıza karar veririz. Ve her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.
İslam korkakların değil, cesur ve atılgan Müslümanların omuzlarında yükselecektir.
Bunu hiç unutma evlat; Batı hiçbir zaman medeni olmamıştır! Bugünkü refahı, devam eden sömürgeciliğinde döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur!
Ben de Bilge Kralın Milli Savunma Bakan Yardımcısı Hasan Cengiç’i yakından tanıma fırsatı buldum. İSKİ Genel Müdürü iken Bosna’da vana ve elektrik ekipmanları olarak bir nebze ekonomik destek vermek için gayret ettim.
Şimdi de muvaffakiyetin sırlarını hülasa edeyim:
Bir başarıya imza atmak, yani muvaffak olmak için idarecilerin bilmesi elzem olan bazı unsurlar vardır. İşte muvaffakiyetin sırları:
İşlerimizde muvaffak olabilmek için öncelikle büyük düşünmemiz gerekmektedir. Günübirlik, geçici çözümler en kötü çözümdür.
✓ Kısa Orta,
✓ Uzun Vadeli Hedefler,
✓ Master Plan
Hedeflerimizi belirlemek ve bu hedeflere doğru emin adımlarla ilerlemek başarının önemli anahtarlarından biridir.
✓ Ancak büyük hedefleri olan milletler yükselir.
✓ Her kurumun büyük hedefi yani Kızıl Elması olmalıdır.
✓ Ulaşmak istediğiniz hedef, sizin kapasitenizdir.
Belirlediğimiz hedefleri yakalayabilmek için planlı ve programlı hareket etmek gerekir;
Gerek eğitim dönemimizde gerekse iş hayatımızda, planlı ve programlı hareket etmemiz icap eder.
✓ Aksi taktirde hatalar ve keşkeler, bunun neticesinde de üzüntülerimiz artacaktır.
✓ Değişen şartlara uyum sağlayabilmek için plan ve stratejileri geliştirerek zamana uyum sağlamalıyız.
✓ Siz teknolojinin çok hızlı geliştiği bir dönemde doğdunuz ve hızla gelişen teknolojiye uyum sağlamanız gerekmektedir. Bunu sadece mühendislik için demiyorum. Teknoloji artık her alana dokunuyor. Doğru kullanılan teknoloji zaman ve operasyonel maliyetleri azaltıyor. Rakibiniz teknoloji ile aynı ürün veya hizmeti yarı zamanda yarı maliyetine yaparsa rekabet etme şansınız olmaz.
✓ Doğru kişilerle iyi iletişim içerisinde bulunarak, onların bilgi ve tecrübelerinden istifade etmeliyiz.
Tenkit ve Tavsiyeleri Dikkate Almasını Bilmeliyiz;
✓ Tenkitler karşısında sinirlenip savunmaya geçmemeliyiz.
✓ Haklı olup olmadığına bakmaksızın, müsbet yönlerini dikkate almalıyız.
✓ Tecrübelerden istifade etmesini bilmeliyiz.
✓ Barika-i hakikat, müsademe-i efkârdan neş’et eder. Yani hakikat kıvılcımı fikirlerin çatışmasından ortaya çıkar.
İdareci Dinlemesini Bilmelidir.
✓ Fikirlere açık olmalıyız.
✓ Durumu tahlil etmeliyiz.
✓ Teklifleri değerlendirmeliyiz.
Kendini Kabul Ettirme;
✓ Şahsiyet (Kişilik)
✓ Kifayet (Yeterlilik)
• Bilgi
• Tecrübe
• Kabiliyet
✓ Müessiriyet (etkileme)
• Fizik
• Kılık- Kıyafet
• Davranış
▪ Hal, hareket, tavır
▪ Ses tonu, konuşma şekli
✓ Samimiyet
• Doğruluk
• Dürüstlük
✓ Kendine güven (itimad-ı nefs)
Zaman
✓ Paha biçilmez bir kaynaktır.
✓ En demokratik paylaşılan kaynaktır.
✓ En kıt kaynaktır.
✓ Geri getirilemez.
✓ Depolanamaz.
✓ Değiştirilemez.
✓ Zamanı İyi İdare Etmek.
✓ Planlı davranılırsa her şey, gayenize hizmet eder.
✓ Plansız davranılırsa her şey, gayenize engel olur.
İş + Laf = Sabit, yani çok konuşan az iş yapar.
Muvaffakiyet % = Kabiliyet % x (Arzu), yani başarı için tecrübe,
kabiliyet ve heves şarttır.
Hedeflerimize Ulaşmak İçin Uyguladığımız Stratejiler
✓ Gün ve saat belirleyerek hareket etmek.
✓ Faaliyetleri öncelik sırasına göre gerçekleştirmek.
✓ Kaliteyi daima yüksek tutmak.
✓ Uzun vadeli ve geniş düşünmek.
✓ Öz kaynak, yerli beyin ve iş gücü kullanımı.
✓ Personel performansı tespiti ve personel eğitimi.
✓ Hizmeti halkın ayağına götürmek.
✓ Bürokrasiyi azaltarak, süratli çalışmayı sağlayacak yönerge ve yönetmelikleri düzenlemek.
✓ Yüksek personel kalitesi.
✓ Kullanılan malzeme ve araç kalitesi.
✓ Gerektiğinde Mesai mefhumunun klasik sınırlarını aşmak.
✓ İşin tüm ayaklarında teknolojiden destek alarak zaman ve maliyet tasarrufu yapmak
Dakik olmak çok önemlidir. Ülkemizde ilk defa bir tesisin temelini atarken açılış tarih ve saatini verdik.
Bu muhteşem bir dönüşümdü. Bir hocam 2. Cihan Harbi esnasında Berlin’de doktora eğitiminde bulunuyormuş. Hocaları derse girerken saatlerini ayarlarlarmış Ancak bir gün hocası Prof. Hans gecikmiş. Merak etmişler. Ne oldu diye. Nihayet yarım saat gecikmeli olarak üstü başı toz içinde ve ceketini bir kısmı yırtılmış şekilde kapıda gözükmüş. “Çocuklar özür dilerim geciktim evim bombalandı canımı zor kurtarıp geldim. Gecikmemden dolayı özür diliyorum deyip derse başlamış.
Hocamın bu anlattığından çok duygulandım ve ben de İstanbul Teknik Üniversitesinde derse girerken talebelerimin saatlerini ayarladıklarını görmek beni mutlu kılıyordu. Bu yüzden dakikliğe çok dikkat ederim.
Sloganımız:
“İSKİ Zamanla Yarışıyor” “Bakanlığımız Zamanla Yarışıyor”
Hızlı Karar Vermeliyiz
✓ İdareci istişarelerden sonra kararını hızlı vermelidir. Bu maksatla bir filozof, bir merkebi aynı derecede aç ve susuz bırakmış. Sonra eşit mesafelerde bir tarafına su, bir tarafına ot koymuş. Hayvan ota mı gideyim suya mı gideyim diye karar veremediğinden açlık ve susuzluktan ölmüş.
Yani bir projenin hangi usulle veya hangi yolla yapılacağına karar verilemez ise iş işten geçer.
Muvaffakiyetin Sırrı 7 T
Tahayyül, hayal edilmeli.
Tetkik, incelenmeli.
Tahkik, derinlemesine araştırılmalı.
Takvim, işin zaman planlaması yapılmalı.
Tatbik, Uygulanmalı.
Takip, işin bütün safhaları denetlenmeli.
Tekemmül, iş mükemmel bir şekilde tamamlanmalı.
Muvaffakiyetin Unsurları
Niyet
İyi niyet
Ehliyet
Liyakat
Çalışkanlık
Sebat ve kararlılık
Şevk ve heyecan
Takım çalışması
Fedakârlık
Tecrübe
İleri teknolojiyi severim. Bu yüzden çalıştığım her yere ileri teknolojiyi getirmişimdir. Misal olarak orman yangınlarında yangına giden söndürme uçağının yerini ve süratini odamdaki bilgisayardan dahi takip edecek, veya CBS teknolojisi ile bakanlığım sırasında bütün tesislerini veya faaliyetlerini takip edebilecek, yatırımlarımla ilgili bilgileri anında odamdaki bilgisayardan görebilecek sistemlere sahiptim ve bizzat kendim kullanırdım. Bütün talimatları mesai arkadaşlarıma mesai sonrası bazen gece yarısı e-mektup ile iletir, bilgileri sabahleyin e-mektup ile alırdım.
Herkese eşit ve adil davranmak için azami itinayı gösteririm.
Tesislerin temeli atılırken açılış tarih ve saatini vermek en büyük mutluluğumdur. Bütün yorgunluğumun bittiği an, bir tesisin milletimizin hizmetine sunulması anıdır.
Daima çözüme odaklanırım. Zor mes'eleri çözmeyi severim.
İşlerimi yaparken büyük düşünmeyi ve büyük hedeflere kilitlenmeyi, plan ve program hazırlamayı ve severek yapmayı tercih ederim.
Muvaffakiyet için engel tanımamak lazımdır. Bunun için fil terbiyesi ile alakalı bir hususu anlatayım:
Bir adam hayvanat bahçesini gezerken fillerin bulunduğu alana gelince fillerin hiçbiri ne kafeste ne de zincirleri vardı.
O güçlü filleri orada tutan, ayaklarını birbirine bağlayan basit bir ipti. Filler kaçmaya çalışmıyordu. Bunu merak ederek fil terbiyecisinin yanına gidip fillerin basit bir ipi kopararak kaçabilecek iken niçin kaçamadıklarını sordu. Fil terbiyecisi: “O filler, yavru iken onları bağlamak için aynı boyda ip kullanırız. O ip, yavru fillerin kaçmamaları için yeterlidir. Ancak büyüyünce de bu ipten kurtulamayacaklarına o kadar inanır ki bu basit ipin kendilerini tutacağına şartlanırlar.”
Fil terbiyecisinin bu ifadesinden şartlanarak beynimizi küçük iplere bağlamamamız gerektiği anlaşılır. Başarılı olacağına inanma muvaffak olmanın ilk adımıdır.
Beynimizi en mükemmel şekilde işletmeliyiz. Muvaffak olacağınıza inanırsanız beynini sizin vücudunuzu ona göre hazırlar. Hatta hasta olacağına inanan kimselerin hasta olduklarını görürüz. Nitekim bir buzhanede kapısını kapatınca içerde kalan bir kişinin sabah kapı açıldığında donarak öldüğünü ancak soğutucuların çalışmadığını duymuşsunuzdur. Amerika’da bir idam mahkumuna bir tecrübe için elektrikle idam yerine daha rahat bir ölüm için ikna edilmiş. Kendisine farklı renkte içinde zehir olan 3 iğne vurulacağı söylenmiş. Yeşil renkli şırıngada ellerin uyuşacağı, ikinci mavi şırıngada solumunum duracağı, kırmızı şırıngada kalbin duracağı anlatılmış. Bu uygulamada söylenenler gerçekleşmiş. Ama şırıngalarda sadece renkli su varmış.
Hülasaten beyin nasıl şartlanırsa öyle davranır.
Bu hususta benim de yaşadığım bir hatıramı anlatmak istiyorum. İstanbul’un kerbeleya döndüğü susuzluk dönemlerinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Büyükşehir Belediye Başkanı ben de İSKİ Genel Müdürüyüm. Elhamdülillah 80 yıllık su kesintisini 8 ayda bitirerek su sıkıntısını giderdik. Yıl 1996 İstanbul’daki Adalar sakinleri Başkana gelerek İstanbul’u suya doyurdunuz ama bizim suyumuz yok tankerle geliyor ama su yetmiyor deyince Başkanımız bani aradı. Adalara su verebilir miyiz deyince ben verebileceğimizi hatta nereden su temin edileceğini dahi bildiğimi söyledim. Söz vereyim mi diye sordu. Söz veriniz dedim. Neticede Büyükada, Heybeli, Kınalı, Burgaz ve Sedef Adalarına Marmara denizinin tabanına döşediğimiz boru hattıyla su verdik. O sırada KKTC bir Bakan beni arayarak, Kıbrıs’ın da bir ada olduğunu ve oraya da suyu getirip getiremeyeceğimizi sordu. Ben de latife olsun diye yetki bizde olsaydı getirirdik dedim. Bunu da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a söyledim. O da :”zamanı gelince niçin olmasın” demez mi. İSKİ’den sonra beni DSİ Genel Müdürlüğü ve daha sonra Çevre ve Orman Bakanlığı ile vazifelendirdi. O zaman Türkiye’de pek çok şehirde su temin problemi vardı.
Yatırım ödenekleri de sınırlı idi. Ben inşallah Kıbrıs su götürme hususunu Tayyip bey hatırlamaz diye düşünürken, bir Kıbrıs seyahatinde Veysel Hoca Kıbrıs’ı unuttun mu diye sordu. Unutmadım deyince o zaman suyu temin et dedi. Biz hemen projelere başladık. Adalara suyu ilettiğimiz gibi deniz tabanına boruları döşeyerek götüreceğimizi zannetmiştim. Ancak deniz tabanı topoğrafyasına bakınca Anadolu ile Kıbrıs arasında derin vadiler olduğunu gördük eyvah bu tesisi yapamayacağız diye düşündük. Ancak bir çözüm yolu olmalıydı. En derin yer 1453 m derinlikte idi. Bir gün Müsteşarımı muhterem hocamız Prof. Dr. Hasan Zuhuri Sarıkaya ile tefekkür ederken 1453 bize bir mesaj veriyor. Madem Fatih Sultan Mehmed mecbur kalınca gemileri karadan yürüttü biz de boruları denizden yürütelim deyince birden ikimiz de aynı anda “bulduk bulduk” diye ayağa fırladık. Madem öyle biz denize asarak götürelim. Neticede Anamurda Alaköprü, KKTC Geçitköy Barajlarını yaparak 80 km denizde olmak üzere 107 km den Torosların menba sularını Kıbrıs’a ilettik. Orada da İçmesuyu arıtma, Terfi Merkezler, Su Hazneleri ta Dipkarpaz’a kadar isale ve ana dağıtım hatlarını inşa ettik. Yılda 75 milyon m3 su veriliyor. Yarısı içme ve kullanma diğer yarısı sulama suyu olarak kullanacaktır.
Bu vesile ile bu üniversitenin kuruluş sürecini anlatmak istiyorum. İSKİ Genel müdürüydüm. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden arkadaşlar Saraybosna'dan bir bakan geldiğini ve Şehzade Caminin arkasında bir lokantada yemeğe davet ettiler. Yemeği yedikten sonra milli eğitim ve kültür bakanı Sayın Fahreddün Rizvanbegoviç’i düşünceli görünce: Sayın bakan sizi üzgün görüyorum, neden diye sorunca o içini döktü. Türkiye Cumhuriyeti Saraybosna’da bir üniversite kurmak için söz verdi ama hiç netice alamıyoruz. En son Ankara’da Sayın Demirel ile görüştüm artık ümidim kalmadı dedi. Ben çok duygulandım.
O anda kendisine muhterem bakanım devlet söz vermişse bu sözü yerine getirmek bizim borcumuzdur deyince bakan şaşırdı. Ama haklı idi, devlet başkanının neticelendiremediği bu işi bir genel müdür mü halledecek. Nasıl olacak diye hayretle sordu. Bize şu tarih ve saate kadar Bosna’da üniversite kurma ile alakalı mevzuatı gönder, şirket mi vakıf mı olacak diye sordum. Kendisi biraz da kızarak o zaman sen de bana O tarih ve saatte üniversitenin fizibilite raporunu gönder diye söyledi. Biz ekip olarak gerçekten ciddi bir çalışma ile 4.000 öğrenci kapasiteli üniversiteli fizibilite raporu hazırlayıp kendisine ilettik ancak kendisinden mevzuatla alakalı bir bilgi gelmedi. Daha sonra bir vakıf kurulması gerektiğini öğrendik.
Gerçekten SEDEF Vakfı kuruldu. Üniversite kurmak için tabi ki bina gerekiyor ve rektörün tayini icap ediyordu.
Neticede bu konularda bütün dostlar şu anda isimleri teker teker saymam zor olabilir ancak maddi açıdan özellikle Ahmet Çalık, Abdulkadir Taçyıldız ve Hasan Topaloğlu gibi pek çok arkadaşım pek çok hayırseverin büyük destekleri o oldu. Hasan Topaloğlu ve Şaban Beylerle birlikte bir yer kiralamak için Saraybosna’ya gittik. Eski bir Avusturya okulunun olduğu uygun görüp, pazarlık ettik. Üniversite burada kuruldu. İlk rektör olarak da Muhterem Sabahattin Zaim hocamıza teklif ettik ve memnuniyetle kabul etti. Ancak daha sonra yaşlandığını ifade ederek ayrıldı ve diğer rektörler geldi.
Bu arada mütevelli heyet başkanı olarak Profesör Doktor Hasan Zuhuri Sarıkaya, Profesör Doktor Adem Baştürk, hocaların hocası Profesör Doktor Nevzat Kor hocalarımızın büyük gayretleri oldu.
Tabii mevcut bina kifayet etmediğinden bir Kampüs kurulması gündeme geldi. Kampüs için pek çok yer araştırdık ama en uygun yer bugün üniversitenin bulunduğu yerdi. Böylece 76 bin metrekarelik bu alan satın alınmak suretiyle Kampüs inşaatına başlandı.
Buranın mimarisi açısından çok güzel bir kampüs olmasını istiyorduk. Projeleri mimar Hilmi Şenalp’tan istedik. Allah ondan razı olsun kendisi hiçbir bedel talep etmeden bu projeyi yaptı. Gerçekten güzel bir projeydi. Kampüs açılışına ben de gelmiştim. Netice olarak üniversitenizin yeni bölümlerde muhteşem bir hale geldiğini ifade etmek istiyorum
Orta ve Doğu Avrupa’da en iyi üniversite diye düşünüyoruz. Emeği geçen Vakıf Başkan üyeleri, Mütevelli heyet Başkan ve üyeleri ve bütün Rektörler ile hocalarımızı minnet ve şükranla yad ediyorum.
Elbette burada tahsil gören gençlerimizden çok büyük hedeflere yelken açmalarını bekliyoruz. Rotası olmayan geminin ulaşacağı liman yoktur. Bu yüzden sizlere güveniyoruz, Bosna’nın geleceğinin teminatı gençlerimizi yürekten alkışlıyorum. Konferansa iştirak edenlere de hürmetlerimi sunuyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Allaha emanet olunuz.